Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Görülesi Yerler 1: Kamakura

Resim
Koniçiva herkese! Umuyorum keyifler yerindedir, kırismısınızı güzel geçirmişsinizdir :) Bugün yarın yazacağım dediğim Kamakura yazısını inanın ki kendi üşengeçliğimden bir türlü yazamadım! Ama işte geldim, buradayım! Bundan böyle Japonya'da görülesi yerlerle ilgili arada böyle ufak ufak yazılar paylaşacağım. Geçtiğimiz haftalarda arkadaşlarımızla gittiğimiz Kamakura da başlamak için iyi bir yer bence! :) Öyleyse şöyle aşağıya doğru alayım sizi canım. Neresi oluyor bu Kamakura? Kamakura, Tokyo'nun güneyinde, trenle aşağı yukarı 1 saatlik uzaklıkta, deniz kenarı bir yer. Turistik olarak çok da ilgi gören Kamakura'nın plajı da meşhur ayrıca. Ne var burada derseniz eğer, bir sürü enteresan tapınak, güzel bir plaj, havalı cafe ve restoranlar, ilginç ilginç mağazalar var. Yalnız yaşamak için gidilmesini pek tavsiye etmem; güzel hoş yer ama arabasız yaşamanız mümkün değil ve evlerin geneli çok lüks ve pahalı. Hayal kurmak bedava gerçi :)  Biz Kam...

Japonya'da Neler Kötü? Neler Bana Ters? (1.Bölüm)

Resim
Konnichiwa canlarım benim! Keyifler yerinde mi? Biz de idare ediyoruz işte :) Kışa girmekle girmemek arasında bocalıyoruz; mesela bugün evden kalın montlarla çıkıp, güne 23 derece ve güneşli şekilde devam ettik. Hava da dahil herkesin kafası karışık. Kafalardan bahsetmişken, bugünkü konumla ilgili soruları olanlar gördüm sıkça. Birçok YouTuber ve blogger da bu konuyla ilgili yazdı; ama bir de ben kendi açımdan anlatayım, belki farkları olur. O halde Japonya'da neler kötü veya neler bana ters ufak ufak aşağıya serpiştiriyorum. Buyursunlar annem:  1. Son Tren! "Son tren" denen şey burada herkes için tam bir karın ağrısı; özellikle de hafta sonları insanlar dışarıya çıkıp eğlenmek istediklerinde; çünkü Japonya'da gece 00:30'dan sonra bütün trenler biter! Tokyo'da eğlencelik yerler akla hayale gelmeyecek kadar fazla. Sadece ufak bir barda oturup muhabbet etseniz bile, bir noktadan sonra barmenler de konuya dahil olup işler iyice gırgır şamataya döndüğ...

Ikinci El Cenneti Book Off!

Resim
Koniçiva millet! Nasıl, keyifler yerinde mi? Bende de bildiğiniz gibi; yani ne kadar biliyorsanız işte. Bugün, daha önce söz verdiğim gibi, daha eğlenceli bir konuda yazmaya karar verdim. Tokyo'da ikinci el alışverişi! Bazılarınız ikinci ele burun kıvırabilir; ama buradaki ikinci elleri yeni eşyalardan ayırt etmek pek de mümkün değil :) Öyle ki; eşyalarda en ufak bir hasar (küçücük bir çizik gibi basit bir şeyden bahsediyorum) olursa, ürünün fiyatı yarıdan da fazla oranda düşüyor. PİYANGO! Misal, biz PS4'ümüzü öyle aldık. Normalde 39-40 bin yen civarı; ama sadece controller'daki minnacık bir iz yüzünden fiyatı düştükçe düşmüş, bize de 11 bin yene geldi gıcır gıcır alet :) Tokyo'da bu tip ikinci el alışverişler çok popüler. Her şeyin ikinci elini, uygun fiyatlara ve iyi durumda rahatça bulabilirsiniz. Benim en favori mağazalarımdan bir tanesi Book Off denen mağaza. Book Off mağazaları genelde her türden ikinci el kitap, dergi, cd, dvd ve oyun satar. İnsan...

Japonya'daki Türkler

Resim
Konniçiva millet!  Keyifler yerinde mi? İyi, iyi. Biz de burada bu yılın 21. tayfununu geçirdik; kısmetse yarın öbür gün de 22.sini bekliyoruz...  Hoş beş iyi güzel... Gelelim bugün yazacağım konuya... Malumunuz, birkaç gün önce çalışma vizemi yenilemek için göçmen bürosuna gittim. Burada yaşayan yabancı uyruklu biriyseniz, ilk 10 yıl boyunca hemen hemen her yıl, en az iki kere ziyaret etmeniz ve ömrünüzü törpülemeniz gereken bir yer Shinagawa Göçmen Bürosu.  Ben de bu seneki çilemi çekmek için bir iki gün önce gittim. Normalde Japonya'da Türklerle çok fazla karşılaşmıyorum - merkezi semtlerdeki Türk restoranlarının önünden geçtiğim zamanlar hariç. Ancak göçmen bürosuna gittiğimde durum biraz daha farklı tabii ki...  Nereden başlasam tam olarak bilemiyorum; o yüzden özelden başlayıp genele doğru gidelim ve konuyu kapatalım diyorum.  İki senedir toplamda 5 kez göçmen bürosuna gittim. Çok üzülerek söylüyorum ki; hiçbir gidişimde düzgün Türkçe ...

Manga Nasıl Piyasaya Çıkıyor?

Resim
Konniçiva millet!  Yeni konu buldum, yaşasın! Gerçi uzun zamandır bu konuyla ilgili yazmak istiyordum ama detaylı bir şey olduğundan buna ayıracak zamanım şimdiye kadar olmamıştı. İçinizde (orijinal dilinde veya çeviriden olması fark etmez) manga okumayı sevenler varsa bu yazı muhtemelen ilginizi çekecektir.  Bugünkü yazım, manganın en baştan itibaren nasıl hazırlandığı ve sonrasında hayatta kalmasının nelere bağlı olduğuyla ilgili. Hazırsak başlayalım mı? :) Bildiğimiz çizgi romanların Japon versiyonu olan manganın birçok türü var. Şimdilik o konuya girmeyeceğim ama ilerleyen postlarda, ilginizi çekerse onları da yazarım. Çizgi romanlardan farklı olarak sağdan sola doğru okunan mangaları Japonya'da her yaştan insanın elinde görebilirsiniz. Trende, 70'li yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim yaşlı bir adamla, aynı manganın farklı ciltlerini okuyorduk mesela :) Amca da durumu fark edince bana çarpık çarpık sırıtmıştı, çok tatlıydı :D Mangaların çizerlerine "mangaka...

Japon Kızlarla Neden Anlaşamıyorum?

Resim
Konniçiva millet!  Bak bu sefer arayı fazla açmadan yazıyorum; gurur duyuyorum kendimle o yüzden bozmayın, rica ediyorum :) Bugün Japonya'yla ilgili bilgi vermeceden ziyade, kendi şahsi şeysimden bahsedeceğim birazcık.  Buraya taşınacağım zaman, karşı cinse mensup, Asya sevici arkadaşlarımdan bazıları "oooo artık bize Japon kız arkadaşlarından birilerini ayarlarsın," diye epey heyecan yapmışlardı; ama buraya gelmeden önce duruma az biraz uyanmış olduğum için arkadaşlarıma pek umut vermemiştim; azminden ödün vermeyenler de oldu tabii o ayrı konu, takdir ediyorum.  Taşındığım ilk günden beri Japon kızlarla arkadaş olmak gibi bir yanılgıya asla kapılmadım; çok yakın olduğum birkaç hatun kişi haricinde bu konudaki istikrarımı da (kendi isteğim dahilinde :) devam ettiriyorum. Şimdi gelelim sebeplerine: Beni tanıyanlarınız az çok bilir ki; ciyak ciyak konuşan, gülen, tepki gösteren kızlardan asla haz etmem. Hatta terslerim, laf sokarım ve mümkün mertebe öteye itelerim. Ani...

Taşındık!

Resim
Konniçiva millet!  Bak yine iki gün içinde yazmayı planlıyorum dedim, bir haftayı geçti! Ama bu sefer gerçekten geçerli bir sebebim var! Taşındım!  Yaklaşık bir aydır Ojikamiya'daki evimden, erkek arkadaşım Eiji'nin Shin-Nakano'daki evine ufak ufak eşya taşıyordum. En sonunda bir arkadaşımızla birlikte araba kiralayıp her şeyi yeni eve getirmeyi başardık! Yihhu! Bu da beni bugün yazacağım konuya getiriyor. Japonya'da ev taşımak!  Ev taşımak dünyanın en zahmetli, en yorucu, en Allah'ın cezası işlerinden biri! Hele de bu işi benim gibi, nemin %94, sıcaklığın 37 derece olduğu bir yerde sabahtan akşama kadar yapıyorsanız. Japonya'nın yazı gerçekten çok pis. Haziran ayı, 30 günün 25'i yağmur yağar. Temmuz-Ağustos çılgın sıcaktır, nemden yapış yapış olur, evden Adriana Lima gibi çıkar Yıldız Tilbe gibi dönersiniz (alınmaca gücenmece yok!). Dolayısıyla Japonya'da genelde kimse yaz aylarında taşınmayı tercih etmez - bu da taşıma şirketlerinin fiyatl...