Bari Buraya Karışmasaydınız?

-
Konnichiwa canım!

Yine böyle uzuuuuuun,  upuzuuuun bir ara oldu ben yazamadım edemedim falan... Eminim sen de zaten yemeyip içmeyip beni beklemişsindir :P


Bu süre içinde ben ev taşıdım, sınavlara girdim ettim, bir iki tane yanlış adama çattım falan ama iyiyim yani :) 


En azından buraya yazacak bir sürü konu birikmiş oldu veya ben kendimi kandırıyorum, oturup yazmaya başladığımda hiçbir şey çıkmayacak :) 

Bugünkü muhabbeti biraz kısa tutacağım gerçi; epey eleştirel olacak; alınan olursa şimdiden kusura bakmasın, söz meclisten dışarı. 

Dün (9 Haziran 2017), FIVB World League kapsamında Japonya ve Türkiye takımları bir voleybol maçı oynadı... Desteklemek açısından kendi içimde ikiye bölündüm orası ayrı konu. Sonuç olarak "iyi olan kazansın"dı. Görünüşe göre de dün formunda olan, iyi olan, oyunu iyi takip eden ve rakibin açıklarını en iyi yakalayan taraf Japonya'ydı. 

Türk takımındaki çoğu oyuncu, aynı dönemde oynadığım oyuncular, takım kaptanı Arslan Ekşi kaç yıllık arkadaşım, sağlam pasör; ama gel gelelim takımın hataları fazlaydı, olabilir de.

Yayını FIVB Youtube kanalından canlı olarak takip ettim ve tabii ki ekranın sağ tarafında, izleyenlerin chat'te yaptıkları konuşmalara da ara sıra gözüm takıldı... Hay takılmaz olaydı! O bozuk psikolojiyle, o seviyesizlikle, o art niyetle ne diye bir voleybol maçını izlemeye zaman ayırdığını anlamadığım bir sürü yurdum insanı(!)... 

Japonya'nın aldığı her sayıda (hatta bazen Türkiye'nin aldığı sayılarda), her tartışmalı pozisyonda, her set sonunda ortalığı karıştıran, insanları taciz eden, Google Translate'ten baktığı abuk Japonca'yla milletin tabiri caizse "anasına bacısına düz giden" bir sürü adını koyamadığım mahlukatı dehşetle izledim, okudum... 

Maç sonunda her iki tarafın oyuncuları birbirlerinin elini sıkıp tebrik ederken, dış kapının mandallarının insanları taciz etme hakkını kendilerinde bulabilmelerine hala alışamıyorum. Kendi oyunculuğum döneminde de alışamadım ki zaten... 

Futbolu zaten kaybettik; taraftar aleminin durumu malum... Ama voleybol, basketbol? Bu mudur abi kendinizi dünyaya tanıtmak istediğiniz şekil? Bu mudur kafanızdaki Türk imajı? Bununla mı gurur duyuyorsunuz? Gerçekten yarattığınız gerginlikten, "Ben Türkiye'den geliyorum," demeye çekinmekten bıktım. Sizin adınıza utanmaktan da bıktım. 

Çizdiğiniz imaj öyle bir noktaya geldi ki; hiçbir suçları olmamasına rağmen buradaki Türk arkadaşlarımın eğlenmek için gittikleri yerlerde, sırf Türk oldukları için mekanlara alınmadıklarını bile görmeye başladım. Bravo gerçekten! 

Umarım artık sizin de kendi adınıza utanmaya başladığınız zamanlara gelmişizdir. "Sportmenlik", "efendilik" gibi kavramları gerçekten anladığınız noktaya gelene kadar lütfen her türlü şeyden ve ortamdan uzak durun. Sonra oturun adam gibi maçınızı izleyin.

Hadi eyvallah! 

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Japon Kızlarla Neden Anlaşamıyorum?

-
Resim
Konniçiva millet!  Bak bu sefer arayı fazla açmadan yazıyorum; gurur duyuyorum kendimle o yüzden bozmayın, rica ediyorum :) Bugün Japonya'yla ilgili bilgi vermeceden ziyade, kendi şahsi şeysimden bahsedeceğim birazcık.  Buraya taşınacağım zaman, karşı cinse mensup, Asya sevici arkadaşlarımdan bazıları "oooo artık bize Japon kız arkadaşlarından birilerini ayarlarsın," diye epey heyecan yapmışlardı; ama buraya gelmeden önce duruma az biraz uyanmış olduğum için arkadaşlarıma pek umut vermemiştim; azminden ödün vermeyenler de oldu tabii o ayrı konu, takdir ediyorum.  Taşındığım ilk günden beri Japon kızlarla arkadaş olmak gibi bir yanılgıya asla kapılmadım; çok yakın olduğum birkaç hatun kişi haricinde bu konudaki istikrarımı da (kendi isteğim dahilinde :) devam ettiriyorum. Şimdi gelelim sebeplerine: Beni tanıyanlarınız az çok bilir ki; ciyak ciyak konuşan, gülen, tepki gösteren kızlardan asla haz etmem. Hatta terslerim, laf sokarım ve mümkün mertebe öteye itelerim. Ani...
Devamı

Host Derken...?

-
Resim
Selamlar herkese!  Yine çok uzuuuuuun zamandır yazmıyordum, son günlerde arkadaşlar arasında açılan bir iki muhabbet sonrasında yazacağım konuya karar verdim. He bu arada, herkese iyi seneler (çok iyi başlamadığını bilsem de...).  Bugün yazacağım konu, öyle herkese hitap edecek cinsten değil, o yüzden kendi ilginiz dahilinde okuyun veya "amaaaan salla" diyip geçin :) İlginç olduğunu garanti ediyorum ama orası ayrı konu :) Hazırsak host club'larla ilgili konuşalım biraz :)  Nedir kardeşim bu host?  Hostları kısaca "kiralık erkek arkadaşlar" diye özetliyor çoğu insan. Bir bakıma doğru, bir bakıma yanlış. En basit özetiyle hostlar, yalnızca kadınlara hizmet veren kulüplerde, 19:00 - 02:00 saatleri arasında çalışan, kendini çok yalnız hisseden kadınlara o akşamlık eşlik eden ve onlarla muhabbet kuran "güzel" adamlar. Genelde gerçekten güzel oluyorlar çünkü, olmak zorundalar, işleri bu. Nedir bu kulüplerin olayı?  Özetle, "...
Devamı

Japonya'daki Türkler

-
Resim
Konniçiva millet!  Keyifler yerinde mi? İyi, iyi. Biz de burada bu yılın 21. tayfununu geçirdik; kısmetse yarın öbür gün de 22.sini bekliyoruz...  Hoş beş iyi güzel... Gelelim bugün yazacağım konuya... Malumunuz, birkaç gün önce çalışma vizemi yenilemek için göçmen bürosuna gittim. Burada yaşayan yabancı uyruklu biriyseniz, ilk 10 yıl boyunca hemen hemen her yıl, en az iki kere ziyaret etmeniz ve ömrünüzü törpülemeniz gereken bir yer Shinagawa Göçmen Bürosu.  Ben de bu seneki çilemi çekmek için bir iki gün önce gittim. Normalde Japonya'da Türklerle çok fazla karşılaşmıyorum - merkezi semtlerdeki Türk restoranlarının önünden geçtiğim zamanlar hariç. Ancak göçmen bürosuna gittiğimde durum biraz daha farklı tabii ki...  Nereden başlasam tam olarak bilemiyorum; o yüzden özelden başlayıp genele doğru gidelim ve konuyu kapatalım diyorum.  İki senedir toplamda 5 kez göçmen bürosuna gittim. Çok üzülerek söylüyorum ki; hiçbir gidişimde düzgün Türkçe ...
Devamı