Japon Usulü Covid-19..... Akıl Tutulması!

Herkese merhaba!

Uzun zamandır yazmıyorum; yazmak da içimden gelmedi açıkçası; çünkü dürüst olalım kimse oturup da bir şey okumak istemiyor artık. Ben de bu kadar zamandır kendimi boşa yormamaya karar vermiştim.

Ta ki Covid-19 dünyanın her yerine yayılıp Japonyainın tavrı ve tutumu beni dehşete düşürünceye kadar. Aranızda ciddi anlamda Japonya severler olduğunu biliyorum (merak etmeyin, ben de hala seviyorum); hatta bazı Japon hayranlarının da listemde olduğundan eminim. O yüzden şimdiden söyleyeyim; hiçbir şey düşündüğünüz gibi değil.

Bildiğiniz gibi son 4 yıldır Tokyo'da yaşıyorum ve hala bu ülkeyi seviyorum, taşındığım için hala pişman değilim ve yine olsa yine taşınırdım; önce bunu bir netleştirelim. Nitekim, son zamanlarda gördüklerimden dolayı gerçekten inanılmaz doldum ve bir parça da bilendim diyelim. Sebebi de Japon hükümetinin ve genel olarak Japonların covid-19 başlangıcından şu ana kadar yaptıkları milyonlarca saçmalık. Şöyle aşağı bırakıyorum; afiyet olsun.

1. OLİMPİYAT AŞKINA

Covid-19'un ortaya çıkmasından ve yayılmaya başlamasından itibaren Japonya virüsü ve salgını hiç ciddiye almadı. Esas dertleri olimpiyatları ellerinden kaçırmamak olduğu için mümkün olduğunca az sayıda test yaparak sayıları düşük göstermeye çalıştılar. Şöyle örnek vereyim, Güney Kore'de 320.000 test yapılmışken, günlük 3000 test kapasiteli Japonya'da yapılan toplam test sayısı 11.425'ti.  Semptomlarla gelen insanlar test yapılmadan evlerine gönderildi ve sayılar Japonya genelinde 1000 küsur civarında tutuldu. Ama Olimpiyat komitesindeki kafası çalışan insanlar sayesinde, Japonya'nın tüm çabalarına rağmen olimpiyatlar önümüzdeki seneye ertelendi. Film de buradan sonra kopuyor zaten.


2. "SAYILAR ROKETLEDİ, BİZ DE ANLAMADIK..."

Anlamazsınız tabii... Neyse! Birincisi, Tokyo gibi milyonlarca insanın sürekli faaliyet halinde olduğu, trenlere konserve hamsi gibi binmeye çalıştığı, at gibi hapşırırken ağızlarını dahi kapatmaya yeltenmediği, trenin içinde birbirlerine karılarından kocalarından daha yakın durduğu bir şehirde sayının 300'lerde kalması zaten mümkün değildi. Test yapılmadığı için gerçek sayının ne olduğu bilinmiyordu. Olimpiyatların ertelenmesinden sonra "ay battı balık yan gider, koyverelim gitsin" diyen hükümet testleri daha sık yapmaya başlayınca sayılar da tırmanmaya başladı; ama konu sanki bir anda patlama olmuş da biz de çok şaşırmışız gibi lanse edildi.


3."KİBARCA RİCA EDİYORUZ; YANİ SİZE DE SIKINTI OLMAYACAKSA EVLERDE Mİ KALSAK? YOK YOK, EMİR DEĞİL, ESTAĞFURULLAH. İSTERSENİZ YANİ."

Bu noktada "ayyy sıçtık galiba" diyen valiler insanlardan kibarca isteklerde bulunmaya başladı. Japon kanununa göre insanların özgürlüğünün kısıtlanması kabul edilemez bir şey olduğu için ve sevgili Tokyo valimizin de "yasa önünde boynu kıldan ince olduğu" için "kibar istekler" gelmeye başladı. İki hafta önce hafta sonu Tokyo halkından sokağa çıkmamalarını rica eden valimiz herkesin buna uyacağından çok emindi. Maalesef ben öyle bir durumda da işe gitmek zorunda olduğum için sabah trene bindim ve gördüğüm manzara her sabah gördüğümün aynısıydı. Tren tıklım tıklım doluydu; ama sadece işe gidenlerle değil. Lolita kıyafetlerini giymiş Harajuku kızları da Takeshita'da alışveriş için hazırdı, el ele çiftler de "oh mis gibi coronalı hava" diyerek gezmeye çıkmıştı. Kimse kaba etine sallamadı kısaca uyarıları. Akşam eve dönerken önünden geçtiğim bütün izakayalar sarhoş orta yaşlı insanlarla doluydu, hala da öyle. Ayrıca sakuralar da açmış olduğu için herkes toplaşıp parklara bahçelere doluştu - hükümet rica etmesine(!) rağmen.


4. "SOSYAL MESAFEMİZİ KORUYALIM, E Mİ ANNEM?"

Ne mesafesi? Ne koruması ya? Tüm "kibar ricalara" karşı sokakta, barlarda, alışveriş merkezlerinde fink atan Japon kardeşlerimizin herhangi bir mesafe korumaya niyeti yok tabii ki. Hala tren istasyonlarında, barlarda, dar sokaklarda millet birbirinin üstünde. Bunu da hemen şuraya bir görselle taçlandırmak istiyorum. Fotoğrafı çeken kişi, eski iş arkadaşım ve maalesef hala işe gitmek zorunda olduğu için bugün ( 7 Nisan 2020) şu manzarayla karşılaşıyor:


                                                         PHOTO: DANNY DICKINSON

5. "OKULLARI KAPATIYORUZ; AMA ÖZEL DİL OKULLARINA GİDİN İNGİLİZCENİZ AKSAMASIN. OLİMPİYATTA LAZIM OLUR."

Ortaokul ve liseler epey zamandır kapalı malumunuz. Ama bu Japon çocukların ve ailelerin eğitim sevdasına engel değil; özellikle de İngilizce konusunda. Bazılarınızın bildiği üzere yakın zamanda iş değiştirdim; epey büyük ve bilinen bir İngilizce & Sosyal Bilimler okulunda işe başladım. Öğrencilerimizin büyük bölümü ortaokul, lise ve üniversite öğrencileri. Haftanın beş günü derse giriyorum ve online eğitime geçmeye karar verdiğimiz geçen cuma gününe kadar her dersimde sınıf full çekiyordu. Okulları kapalı olup evde kalmaları rica edilen pırlanta gibi çocuklarımız ve aileleri için kalabalık trenlere binip, okula gelip, 25 kişilik sınıflarda dip dibe oturarak her biri 3'er saatlik dersler almak kesinlikle sorun değildi. (Maskesiz gelen bir sürü öğrenciden bahsedeyim mi? Yok neyse boşver.)



6. "E O ZAMAN GECELERİ ÇIKMAYIN MADEM?"

Bu da valimizin en son ricasıydı. "Geceleri dışarı çıkmamaya çalışın." Virüsle mi savaşıyoruz vampirle mi be? Gecesi gündüzü mü kaldı bu işin? Bunu kısa geçeceğim sinirlerim oynadı çünkü.




E ŞİMDİ NE OLACAK PEKİ? 

Hükümetin bugün içinde acil durum ilan etmesi bekleniyor. Bu ne demek? Acil durum ilan edilirse valiler daha fazla karar alabilir demek. Sadece bu. İnsanları evde tutmaya kimsenin yetkisi olmayacak yine. Sadece rica etmeye devam edecekler, bu zeka küpleri de sokaklarda gezmeye devam edecek. Valilerin en büyük yetkisi, binaları bina sahibinin izni olmadan tıbbi amaçlar için kullanabilmek olacak. He bir de konserdi, etkinlikti falan onları kafalarına göre iptal edebilecekler. Kısaca Tokyo hiç iyi bir yere gitmiyor; bu akıl tutulması devam ederse çok daha beter yerlere de gidebilir.

Benim durumum gayet iyi. Kafası çalışan insanların işlettiği bir okulda çalıştığım için bundan sonra dersleri evimden online olarak vereceğim; bir aylık alışverişimi yaptım; daha da dışarı adım atmam çok acil bir şey olmadıkça. Diğerlerine de kolay gelsin, böyle devam canım.

Ben üşenmedim yazdım, siz üşenip okumazsanız da keyfinizin bileceği iş :) Kendinize dikkat edin, evlerinizden çıkmayın, önlemlerinizi alın. Bu da geçecek bitecek :)


Yorumlar

  1. Buradaki saçmalıklara şaşırmıyorum ama oradakilere şaşırıyorum doğrusu

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Japon Kızlarla Neden Anlaşamıyorum?

Host Derken...?

Japonya'daki Türkler