Hayvan Kafeleri ve Çılgın Mutluluk!
Herkese merhaba!
Yaklaşık bir haftadır ortalıkta yoktum; ama bu süre içinde buraya yazacak bir sürü şey biriktirdim. Bunlardan bir tanesini yazmak için hiç bekleyemeyeceğime karar verdim, o yüzden eve girdiğim tam da şu an yazmaya başlıyorum :)
Japonya'da ne yenir ne içilir, yemekler güzel midir, midemizi bozar mıyız, cırcır olur muyuz, aç kalır mıyız sorularına cevap, dertlerinize derman olacak bir yazıyı ilerleyen günlerde zaten yazacağım. Ama Japonya'da bir başka kafe türü var ki... eğer benim gibi siz de hayvanları aşırı seviyorsanız, bu kafelere gittiğinizde karnınızı doyurmayı veya kahve falan içmeyi aklınıza bile getirmezsiniz: Hayvan kafeleri!!
Beni tanıyanlarınızın da bildiği gibi hayvanlara ve özellikle de tavşanlara aşırı, hatta obsesiflik derecesinde düşkünlüğüm vardır. Burada kedi, tavşan ve baykuş kafelerinin sayısı epey fazla ve ben de çok uzun zamandır bu kafelerden birine gitmek için kafayı yiyordum.
Bugün Shibuya'da bir arkadaşımla buluştum ve muhabbetin bir yerinde konu tabii ki tavşanlara geldi, gelmese olmazdı! Bunun üzerine arkadaşım, yakınlarda bir tavşan kafesi olduğunu ve beni oraya götürebileceğini söyleyince daha da Yoyogi Park'ta durmamızın anlamı yoktu tabii ki. Bu arada Yoyogi Park dünyanın en güzel parklarından biri, yolunuz düşerse ziyaret etmenizi tavsiye ederim.
Bu mekanlarda genelde yiyecek ve içecek çeşitliliği fazla olmaz; ama zaten gerek de duymazsınız. Bir çoğunda minderlerde oturup kafedeki hayvanlarla haşır neşir olursunuz, eh gitmişken bir kahvelerini de içersiniz tabii. Bu kafelerdeki hayvanların büyük bir kısmı genellikle kötü durumlardan veya sokaktan kurtarılmış hayvanlardır. Kedi kafelerde kediler sürekli ortalıkta dolaşır; ama tavşan kafelerde durum biraz daha farklı. Her bir tavşanın dışarıda sizinle takılmak için 20 dakikalık zamanı var, sonrasında kafeslerine gidip dinleniyorlar ve başka bir tavşan gelip size eşlik etmeye devam ediyor. Kafeye girdiğinizde, sizinle oynamasını istediğiniz tavşanı seçiyorsunuz, bir nevi tavşanların host club'ı diyebiliriz; gerçi host club konusu biraz daha sıkıntılı ona başka bir postta dönerim :)
Tavşan arkadaşınızı seçtikten sonra minik kafeslerle çevrili, ufak taburelerin ve minderlerin olduğu, size özel alana geçiyorsunuz. O noktadan sonra artık ne kadar çıldıracağınız size kalmış; tabii girişte size verilen "şunu yapmayın, bunu etmeyin; ama şunu yapabilirsiniz" temalı kağıtta yazılanlara uyup tavşanların ödünü koparmadığınız sürece :)
Stresli bir gün geçiriyorsanız eğer, genelde saat 20:00'a kadar açık olan bu kafelerden birine uğrayıp kafeden pamuk gibi çıkabilir ve mutlu mutlu evinize dönebilirsiniz. Bu kafelerin çoğunda satın alabileceğiniz hediyelik eşyalar ve kıyafetler var, çok hoşunuza giderse bu ürünlerden alıp kafelerdeki hayvanların bakımına daha fazla yardım edebilirsiniz. Ben de bugün tam olarak bunu yaptım, pişman değilim, yine yapacağım! Size de tavsiye ederim.
Yorumlar
Yorum Gönder